31 Temmuz 2013 Çarşamba


YENİ KİŞİLER YENİ HAYAT BİÇİMLERİ

 

 

Hani hep insan der ya unutmam.Ölsem de unutamam dediğimiz kişiler olur ya. Aslında unutulurmuş sadece biz insanlar sabretmeyi göze alamıyoruz.Zamana neden güvenmiyoruz? En değerli sandığımız kişiler gidebiliyorken..Hatta durun! Şu hayatta’’ ÖLÜM’’ varken,hangi kişiyi unutamamaktan bahsediyoruz.Kırılgan insalarız,sürekli üzülüyoruz,seviyoruz yine üzülüyoruz.Sevmekten vazgeçmeyen insanlarız.Çoğu zaman vazgeçiyoruz,yeni kişiler geliyor,yeni yaşam biçimleri öğreniliyor,sürekli başlangıçlar bizle yol alıyor.Canımızın yanacağını bile bile ateşe gidiyoruz.Ateşte sürekli yeşeriyoruz.Hiç fark etmiyoruz ama bunları yaparken kendi benliğimizi unutuyoruz.Kendimize değer vermemiz gerektiğini,bakmamız gerektiğini hep ama hep en sona bırakıyoruz..

 

Kendimizi sevmeyi neden unutuyoruz? Başkaları için ölümü göze alan biz insanlar neden kendimizi sevmiyoruz? Sonra düşünüp düşünüp ben neden mutlu değilim sorusuyla karşılaşıyoruz... Her şeyi silelim.Bizim hayatımıza zarar veren her insanı silelim.Bizi kıran,arkamızdan konuşan,kibirden,kıskançlıkla yaşayan ve hayatımızın bir parçası olan bu kişileri silelim.Neden hep kırılan taraf biz oluyoruz.En az onlar kadar masumuz ve en az onlar kadar iyi veya kötüyüz.Neden onlara katlanıyoruz? Şu hayatta ölen insanı geri getiremezken halen neyin acısını yaşıyor ve unutulmaz kılıyoruz?


 

Öyle insanlar alın ki hayatınıza sizi sizden daha çok sevsin.Size kırıldığında arkasını dönüp gitmesin,kal demesini bilsin.Öyle insanlar sevin ki,sizi kaybetmekten korksun.Mutluluğun kapı aralığı burada başlıyor.Çünkü kimse sizin kadar değerli değil. Hep bu gerçekle yaşayın ve anı yaşamayı hiç ama hiç unutmayın! J

25 Temmuz 2013 Perşembe


İNSANI YALNIZLAŞTIRAN İNSANLAR


Hayatta hiçbir şeyin olmayınca nede yalnız kalıyor insan,meğer yalnızlıklarını  azaltan o insanlarmış.İnsan insandan vazgeçince yalnız kalıyormuş..
Evet kesinlikle öyle.Giden kişilerin öğrettiği şeylerdir bunlar..

 
Kendinizden başkasını  sevmeyin diye bir söz vardır ya da kendinizden başkasına güvenmeyin.Bu sözleri çoğu zaman uzatarak ağzımızda gevelesekte,gerçekler budur. En sevdiklerimiz bile çoğu zaman kalbimizi kırabiliyor,umarsızca çekip gidebiliyorlar.Çoğu insanın kalbinde delikler oluşması böyle başlıyor.Aradan zaman geçiyor acı devam ediyor..

 

Hani o en sevdiği dostu,yediği,içtiği,ağladığı,güldüğü belkide  annesi kadar sevdiği?
En iyiside ölüm olsa gelirim senle demesi.Bazen en büyük tartışması bazen en çok güldüğü.Hatta biz insanlar,gerçek dost sandıklarımıza işkence bile çektiriyoruz.Bir olay oluyor herhangi bir konuda bu konu çoğunlukla aşk olurda..Neyse.. Sürekli anlatırız,hiç bıkmazlar,dinlerler,dinlerler ve bir kere daha dinlerler.Onlar anlatır biz dinleriz.Hayatımızın yönünü kendimizin belirlemesi gerekirken dost bu görevi üstlenir bunu yap,bunu yap,diğerini yaparsan daha iyi olur.Bu böyle devam eder..Aradan zaman geçer..
 

Her dediğini yapar,o dedi sonuçta en sevdiği insanlardan hatta ailesinden sonra gelen ‘’İlk İnsandır o.’’ Her şey iyiyken.Bir anda çeker gider.Ölümü bile göze aldığınız kişi gider ki gitme konusu hep saçma olaylardır.Bitmeyecekmiş gibi gelir.Tıpkı ölüm gibi,ölmeyecek gibi yaşarız bir anda… ÖLÜRÜZ.

23 Temmuz 2013 Salı

GİDEN BİR MADDE= ZAMAN


GİDEN BİR MADDE= ZAMAN


 

Şu insanların dakikalarını mahfetmeleri ne kadar içimi acıtıyor bilemezsiniz.Gerçi bende arada zamanımı boşa harcıyorum ama onlar kadar değil.Ne zaman öleceğini bilmiyorsun kardeşim sen, ama gel gelelim facede,twitter da. Şu telefonlarla ya da dahası zamanını öldürüyor…

 

Beklide üreten ülke olmadığımızın en güzel ve en iyi püf noktası burasıdır diye umuyorum.Sürekli yurt dışından alınan şeyleri kullanmak durumundayız.Boğazımızdan geçen yemeği bile aynı şekilde yapmak zorundayız çünkü üreten bir ülke olamadık,zamanımızı boş şeylere harcamayı o kadar çok seviyoruz ki.Avrupalılara özeniyoruz birde. Onlar zamanlarını nasıl kullanacaklarını o kadar iyi biliyorlar ki! Ya bize ne demeli;nerde en iyi zaman yiyen şeyler onu buluruz. Oysa yarın yaşayacağımızın garantisi de yok. Yapmayın, en azından kendiniz için çabalayın,ülkeyi geçtim.Kendiniz için bir şeyler yapın.Hiç mi bir şeyiniz yok yapabilmek için? Attığınız boş süt şişelerini vazo yapın,uğraşın ve o vazoya baktıkça morelinizi artılara çıkarmayı hedefleyin.

 

Hayatın böyle nereye kadar sürecek,boş boş ne kadar dayanabileceksin? Hiçbir şey yapmıyorsan doğaya odaklan.Allahın bize verdiği onca güzellikleri araştır.Bir çiçek görüyorsun örnek gül.Kokluyorsun,rengini seviyorsun.Ama ne zamandan beri var bilmiyorsun? Ya da nerede yetiştiğini,nereden geldiğini,en çok hangi şehirde üretildiğini? Madem seviyorsun neden sevdiğin şeyin ne olduğunu öğrenmiyor,merak etmiyorsun? Daha neyi bekliyorsun?

 

Yaşlandıktan sonra gençler yanına geldiğinde’’Çocuklar gençliğinizin kıymetini bilin,meraklı olun araştırın,zamanınızı benim gibi boş şeylere harcayıp da  ömrünüzü çürütmeyin.’’ Mi demeyi bekliyorsun? Bunun için  mi ömrünün geri kalanını böyle kötü geçiriyorsun?

 

Hangi yaşlının yanına gitsem bana aynı cümleyi kullanır.’’Kızım,gençlik satın alınsa ilk sıralarda yer alır,neyim var neyim yok verirdim.’’ Derler.Bizlerde böyle dememek için savaşmayı öğrenmeliyiz çünkü hayat kısa,yarın yaşayacağımızın garantisi yok..

2 Haziran 2013 Pazar


Başlıksız Özlem



Ey ruhumda dolanan umut dolu özlem duygusu,sana sesleniyorum.Ne de güzel özledin onu ne de çabuk..Hangi aşk bu kadar vazgeçilmez?Hangi özlem böyle içten? Söylesene ey gururum daha önce hangisinde böyle kırıldın? Bağırıyor gibisin ‘En çok bunda.’


D.Kahraman

26 Mayıs 2013 Pazar


SUÇ SENDE  ONDA DEĞİL!

Güveniyorsun,seviyorsun,her dediğini kabul ediyorsun,ağlayıp zırlayınca suçu ona mı bırakıyorsun. Bırak Allah aşkına..


Akşam oturmuş muhabbet ediyorsunuz.Aranız iyi kötü arası bir şey.Yine de sevmekten vazgeçmek yok tabi.Kural bu ya ‘’Ne olursa olsun sevmekten vazgeçme.’’ Tabi tabi vazgeçmede gör kalbinin körünü! Neyse muhabbet koyu gülüyorsunuz falan sonra soruyorsunuz ne yapıyorsun diye, içmek için bir şeyler hazırlıyorum diyor.Sizde onun iyiliğini istediğiniz için içmesini istemiyorsunuz.Sanki o içse zararı size dokunacak! 
 Haklısınız bunları hissetmekte çünkü seviyorsunuz. Sonra ondan ricada bulunuyorsunuz ‘Lütfen bugün içme.’Soru geliyor karşıdan 'Neden içmeyeyim ki? ''Elinin körü olduğun için içme.İçmeyeceksin ya, sen içince benim canım yanıyor.''Tabi sen can yanmasını bilmezsin çünkü senin canın yanmadı henüz. Neden sorusu kulaklarda çınlıyor...Dayanamayıp söylüyorsunuz ‘Azıcık değerim varsa içme.’ Bu kelimeleri gördükten sonra  size şöyle bir cevap geliyor ‘Tamam.’ O an içinizde kuşlar havalanıyor yükseklere.. Alt tarafı tamam dedi farklı bir şey deseydi olurdunuz pilot.. O gece güzel geçiyor  çünkü size söz verdi ve içmeyecek.Bunun huzuru içinde gece uykuda bir rahatlama,ferahlama..Kıvranmadan yatıyorsunuz yahu.O ayaklar çarşafı yamuk yumuk etmiyor mesela.Sağa dön,anne karnında ki bebek pozisyonunu al ve uyu.He bir de yanınızda ki ayıcığı ve ya yastığı sanki ona sarılıyormuşsunuz hissinin  edası vazgeçilemez..

 
Sabah oldu,öğlen oldu cevap yok.Akşam oluveriyor zorlaya zorlaya. Mesaj geldi..

Sonunda.Saat  kaç olmuş nerdesin ne yapıyorsun? Soruları beyninizi yıkasa da soramıyorsunuz..Direk yönelt soruyu.Dün gece içtin mi? Evet uyumadan önce içtim.Nasıl yani? Hani bana söz vermiştin içmeyecektin.Ben sana diyorum ki değerim varsa içme.Değerim yokmuş demek ki içmiş.İnanıyoruz bizde,seviyoruz ya en saf duygularla…


Boşa canım,boşa uğraşma senin onu sevdiğin gibi sevmeyecek,senin ona verdiğin değeri de vermeyecek.Eee? O zaman sen halen neden suç arıyorsun ki onda? Arama boşuna inanmasaydın,üzülmezdin.Suç sende onda değil!

17 Mayıs 2013 Cuma

Eskisi kadar özlemiyorum seni,
Ve ağlamıyorum olduk olmadık zamanlarda..
Adının geçtiği cümlelerde, gözlerim dolmuyor..
Yokluğunun takvimini tutmuyorum artık.
Biraz yorgunum..
... Biraz kırgın..
Biraz da kirletti sensizlik beni !
Nasıl iyi olunur henüz öğrenemedim ama
“İyiyimler” yamaladım dilime.
Tedirginim aslında, seni unutuyor olmak,
Hafızamı milyon kez zorlamama rağmen yüzünü hatırlayamamak korkutuyor beni..
Gel diye beklemiyorum artık,
Hatta istemiyorum gelmeni..
Nasıl olduğun konusunda ufacık bir merak yok içimde.
Arasıra geliyorsun aklıma, banane diyorum
Benim derdim yeter bana banane !
Alıştım mı yokluğuna ?
Vazm mı geçiyorum, varlığından ?
Tedirginim aslında,
Ya başkasını seversem ?
İnan o zaman seni hayatım boyunca affetmem..”

Özdemir Asaf

14 Mayıs 2013 Salı

SUSUYORUM SADECE DİNLE
Beni, yangının ortasında bıraktıgın günden beri susuyorum.
Senden sonra ne bir başkasından Aşk dilendim
nede bana okyanusları vaad edenlere yelken açtım.
Sadece Sustum, susadım ve sensizlige direndim..

Gururum senle gitmişti, umutlarım ise sensizlikle.
Sen kendini bensiz benden ayrı düşlerde uyuturken,
bense sensiz senin hayalinle sevişiyordum.
Ve
Beklemenin, seni getirmediğini bile bile bekliyordum.
Sendeki sevdanın ar damarı çoktan çatlamıştı onu da biliyordum.
Ama herşeye rağmen sana susuyordum.

Belki de bana sensizlikten başka bir şey bırakmadıgın için
susmalarıma sıgınıyordum.
Peki hiç akılsızlıgına düşmüyor muyum?
Yada bensizlik seni hiç kahretmiyor mu?

Kendimizi bilmeden yalnızlaştıran ve yalnızlıga bile bile kucak açan
İnsanlarız ve hep kendimize insafsız davranıyoruz.
Aslında Aşk çogu zaman kimilerine yalnızlık,
kimilerine yarınsızlık, kimilerine ise yarım kalmışlık bırakır.
Oysa ben Aşk'tan önce de yalnızdım..
Demek ki geldiğin gibi gitmemişsin.!
Gittigin gibi bir çok şeyi de götürmüşsün.

Gülüşüne ömrümü vermiştim.
Gidişinle ölümü gördüm.
Sırf buna inat;
Her geçen gün yeni bir ölüm doguruyorum.
Sen hem gülebiliyor hemde gidebiliyorsan.
Peki söyle neden beni sevdigini söyledin...

Beklenmedik bir anda gittin.!
Geride Ne sevebilecek bir kalp bıraktın
ne de gelmeni bekleyecegim bir durak.
Gözlerimden damla damla kan kaybedip,
yüregimde avuç avuç acı biriktirdim.
Ve sen hala bensiz YAŞIYORSUN ben ise sensiz ÖLÜYORUM...